Bugün Mevlit Kandili. Yüzü suyu hürmetine âlemlerin yaratıldığı sevgilinin, Resulün, dünyayı şereflendirdiği gün bugün. Gülün yani Hz. Muhammed’in doğum günü tam da bugün.

Bitmeyen doğum günü sürprizleri yok belki.

Defalarca mum dikilmiş pastalarda dilekler de tutulmuyor belki.

Görkemli dünyevi kutlamalarla da anılmıyor belki.

Büyük hediye paketleri, kurdelesi geniş kutular, paha biçilemez armağanlar falan filan… Bunların da hiçbiri yok.

Ama hepsinden öte bir şey var, hepsinden çok daha öte asıl paha biçilemeyen bir tek şey var:

Ümmeti var Resulün; Hamza’sı var, Ebu Bekir’i var, Ayşe’si, Ömer’i, Hasan’ı, Hüseyin’i, Kasva’sı var o kutlu sevgilinin.

Bugün Avrupa, Batı’nın o süslü rüyası, medeniyetin beşiği, özgürlükler ülkesi, renklerin kardeşliği, her fikre her görüşe saygılı aydın ‘’Avrupa’’ kontrol edilemeyen barbarlığı ve hep yaptıkları gibi İslamofobi dürtülerini artık dizginleyemiyor. Delirmişçesine, gözü dönmüşçesine, nefesi kesilircesine saldırıyor, zorluyor, üzerimize geliyor, damarımıza damarımıza basıyor, canımızı en sevdiğimizden yakmaya kalkıyor.

İnsan hakları, konu Müslümanlar olunca işlemiyor.

Özgürlük ve yaşam hakkı konu Müslümanların değerleri olunca hak sayılmıyor.

Hürriyet kelimesi Müslümanlıkla yan yana kullanılamıyor.

Çağdaşlık, aydınlık, bilim, sanat, zarafet konu Müslümanlar olunca konuşulmuyor; gözler kör, diller lal, kulaklar sağır oluyor.

Bu oyun hep böyleydi; 1000 sene evvel de böyleydi, 100 sene evvel de böyleydi, şimdi de bakın aynen böyle.

Onlar Hz. Muhammed’i abdestsiz ağızlarına aldıkça biz o sevgilinin eteklerinden daha da sıkı tutunacağız.

Onlar Hz. Muhammed’i o kirli kalemlerine alet ettikçe biz onun görmeden sevdiğimiz o gül yüzüne daha da hayran kalacağız.

Onlar sapkın zihniyetlerindeki kiri, pası, griyi, siyahı, hasedi, kokuşmuş yetersiz akıllarındaki küfrü,    Hz. Muhammed’e ettikçe biz daha da sarılacağız ona, daha da inanacağız yürüdüğü yola, daha da kalabalıklaşacağız o incecik örümcek ağının etrafında.

Hz. Muhammed sevgisinden nasiplenememek hayatta başınıza gelecek en derin dip zaten. En aşağılık, en çukur, en pespaye, en kalabalık çöplük zaten. Bu çöplükte kalabalık olmak sadece pisliğin kokusunu arttırır. Çöplüğünüzde sanat yapmaya, edebiyat yapmaya, aydınız diye geçinmeye devam edin siz.

Biz onun izinin peşinden ayaklarımıza dikenler bata bata da olsa yürümeye hep hazırız ve hep varız.

İyi ki dünyayı şereflendirdin Ya Resulullah.

Yeryüzü var oldukça adını yaşatan, ilmini konuşan, yolunda en önde yürüyen, ahlakını ipeklere sarıp giyinen, mahşerde seninle aynı safta buluşmaya el açıp dua eden bizler varız elhamdülillah.

Ve biliriz ki Peygamber sevgisi şereftir ve iman ederiz ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir.

Kandil geceniz mübarek olsun.

Kalın sağlıcakla.