8. BÖLÜMDE ASIL HEDEFİ BELLİ OLDU! – 31 Mayıs 2021
Son bir aydır Türkiye’nin gündemi, bu Sedat Peker videolarıyla tabiri caizse böyle hallaş pamuğu gibi bir o yana bir bu yana savruluyor. Her yayınladığı video 8-10 milyon izleniyor yani Türkiye’de yayınlanan bir videonun bir gün içerisinde 8-10 milyon izlenmesi normal bir durum değil. Hani bazıları diyor ya, “Her izlenen milyonluk videolar önemli değildir.” diye, doğru, bunu biz de söylüyoruz.
60-65 yaşındaki bir adam TikTok videosu için böyle soyunmuş, üzerine de sülükleri yapıştırmış, 65 milyon izlenmiş. “Hani şimdi bu önemli mi?” diye yazmış altına. Evet, bazı videolar vardır ki bir an da böyle viral bir şekilde elden ele dolaşır ve milyonlar izlenir ama eğer son bir aydır böyle periyodik bir şekilde her pazar sabahı belli bir saatte ve özellikle de profesyonel bir ekip tarafından başlıkları atılan videolar yayınlanır ve bunlar da 8-10 milyon izlenirse burada bir durmak lazım.
Bu sadece Sedat Peker’in kendi hesabından 8-10 milyon izleniyor, birde bunun çarpanları var. Bazı gazeteciler, yazarlar, çizerler, özellikle de muhalif kesimin haber kanalları Sedat Peker videolarını böyle ülkenin en kılcal damarlarına kadar ulaştırabilmek için gece gündüz çalışıyorlar.
Bazıları diyor ki, “Arkadaş, bu Sedat Peker videoları sosyal medya üzerinden bize çekilen yeni bir operasyon.”; diğer kesim de diyor ki, “Ne operasyonu arkadaş? Sedat Peker’in söylediklerinin hepsinin araştırılması lazım, incelenmesi lazım ve kamuoyuna açıklanması lazım.”
Ben de bunun bir operasyon olduğunu düşünenlerdenim ve Türkiye’ye çekilen bu operasyonun da vitrindeki jönü Sedat Peker.
Sekizinci videosunu da pazar günü sabah saat 7.30’da yayınladı. Abdullah Çiftçi’nin söylemiyle 1. sezon 8. bölüm yayınlandı. Şimdi normalde pazar günleri öğlene kadar yataktan çıkmayan, ehlikeyif bir pazar moduna alışmış olan o ağırlıklı olarak da muhalifler, “Ya hükümeti zora sokacak yeni bir şeyler söyler mi?” umuduyla böyle merakla, heyecanla pazar günü erken saatte ekran başına geçti. Ekranlarının başına geçti derken de televizyondan falan değil. Artık herkesin kendisine özel bir ekranı var. Şu cep telefonu… Artık bütün insanlar dünyayı bu cep telefonundan takip ediyorlar.
Şimdi bu Sedat Peker’in söylemlerine böyle şeksiz koşulsuz inanıp da ardından da bunun üzerine televizyonlarda, sosyal medyalarda yorum yapan insanlara kızmıyorum, sizler de kızmayın. Çünkü ben onlara sadece acıyorum! Neden?
Bu milleti 20 yıldır yatırıma, hizmete, icraata alıştıran AK Parti’yle başka bir şekilde baş edemeyeceklerini ve bu yüzden de seçimle falan iktidara gelemeyeceklerinin farkında oldukları için ancak işte ABD’den, Avrupa’dan, BAE’den gelecek açıklamalara, işte darbelere, terör örgütlerine ve başından ayağına kadar suça bulaşmış mafya babalarının iftiralarına bel bağlıyorlar, doğal olarak.
Muhalefet ne yapıyor? Son bir aydır bir suçlunun iddialarının peşinde koşturuyor. Peki AK Parti ne yapıyor? Galiba bir strateji izliyor yani kendine yakışanı yapıyor. Kim ne söylerse söylesin, AK Parti yine hizmetle, yatırımla, açılışla cevap veriyor gündeme galiba. (Taksim Camii’nin açılması, Çamlıca Kulesi…) Hani vardı y)a bir tane reklam, ”Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz.” diye.
Neyse biz yine dönelim Sedat Peker’in açıklamalarına. Her bölümde yeni bir karakterin boy gösterdiği Netflix dizisi gibi yayımladığı her videoda yeni birinin ya da yeni bir kurumun ismini ortaya atarak ilgiyi canlı tutuyor Sedat Peker ve bu sekizinci videoda da hedefte SADAT isimli savunma şirketi vardı.
Daha önceleri FETÖ’nün o MİT Tırlarını durdurarak, hani vardı ya bir tane vatan haini firari Can Dündar, onun da Cumhuriyet gazetesinde haberini yaparak yaymaya çalıştığı, “İşte Türkiye Suriye’deki terörist gruplara silah desteği veriyor” iftirasını bu kez Sedat Peker dillendirdi. Hem de ikide bir hani, “Ya devletimize zeval gelmesin, işte ben devleti ayrı tutuyorum, ülkemize, milletimize ben kesinlikle zarar vermem, işte kardeşlerim tuğranı kuracağız, vallahi de kuracağız, billahi de kuracağız, ‘Gayretullah’a dokunmasın ama biz tuğranı kuracağız.” diyor ya ama ne hikmetse bu sekizinci videoda olayı farklı bir boyuta taşıdı.
İlk videodan itibaren şöyle geriye dönüp bir baktığınız zaman işte Berat Albayrak, Serat Albayrak, Pelikan grubu… Baktı ki tutmuyor hemen ikincisinde işte Mehmet Ağar falan, mafya ilişkileri, işte marinalar, çökmeler, işte Veli Küçükler şunlar bunlar devam etmeye başladı.
Millet ne dedi? Millet dedi ki, “Arkadaş siz kendi kirli kavganızın içerisinde beter olun gidin.” dedi, millet yine ilgi göstermedi. Sonrasında ağırlıklı olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef aldı. Daha önceki videoların beklediği sonuçlar doğurmadığını görmüş olmalı ki eli biraz daha büyüttü yani ateşi büyüttü. Bu mafya örgütleri her zaman böyle yapar, ateşi büyütür ki o ateşi görenler ateşten korksun veyahutta da ateşi büyütürler ki herkes o ateşi görsün, bilsin ve ilgi duysun ister. Sedat Peker’de ateşi bayağı bir büyüttü. İşi, Türkiye’nin iç politikasından çıkarıp uluslararası bir boyuta taşıdı yani terör örgütlerine silah desteği vermek gibi iftiralarla bu kez doğrudan ülkemize saldırdı.
İşte o iddialarının arasında da SADAT diye bir şirketin ismini telaffuz etti bu yeni dönemin Fuat Avni’si. Ne dedi bu SADAT’la alakalı? Suriye’deki terörist gruplara silah gönderme işi bu şirket üzerinden yapılıyormuş güya. Tabii bizim umutsuz muhalifler ve o azılı Türkiye düşmanları kaçırır mı bu fırsatı? Hemen başladılar saldırmaya.
Merhum Turgut Özal’ın bir yaklaşımı vardı. Diyordu ki, “Ben ne zaman bir icraat yapmak istesem sol kafaların yazdıklarına bakarım. Eğer bütün solcular projeyi engellemek için yaygara yapıyorlarsa hiç kimseyi dinlemem, o projeyi hemen yapar bitiririm onu. Çünkü o proje mutlaka ve mutlaka memleket için hayırlı bir iştir.” derdi. Biz de aynı mantıkla olaya yaklaşıp, “Eğer bütün Türkiye düşmanları ağız birliği etmişçesine SADAT isimli bu şirkete saldırıyorsa demek ki bu şirketin ülkemize bir faydası vardır.” diyerek başladık araştırmaya ve tam da tahmin ettiğimiz gibi oldu.
Şimdi, bu şirket ne iş yapıyormuş, hangi alanlarda faaliyet gösteriyormuş, fazla uzatmadan şöyle kısaca anlatalım. Anlatalım da birileri de Sedat Peker operasyonunun gerçek amacının ne olduğu daha iyi anlayalabilsin.
SADAT, emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi başkanlığında TSK’dan emekli olan 22-23 subay ve astsubay tarafından kurulmuş bir uluslararası savunma danışmanlığı şirketi.
2012 tarihinde kuruluyor bu şirket ve uluslararası alanda danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek Türk şirketi durumunda.
Dünyada bu işi yapan üç ülke daha var. Biri ABD, diğeri Rusya, diğeri de İngiltere. ABD’nin Irak’ta kullandığı o BlackWater, Rusların Libya’da sahaya sürdüğü Wagner isimli özel savunma şirketi var ya, SADAT da bunlara benzeyen bir Türk şirketi. Tabii SADAT bunlar gibi kirli işlere bulaşmıyor veyahutta da gayrimeşru faaliyetlerde bulunmuyor. Yurt dışında faaliyet gösteriyor, silah tedarik ediyor, askeri eğitim veriyor ve danışmanlık yapıyor. Bunları da sadece ve sadece Müslüman ülkeler için yapıyor. Hani parayı hangi ülke veriyorsa ona hizmet etme gibi bir durum yok ortada. Tek amaç Müslümanların birleşmesini ve güçlenmesini sağlamak. Kurucusu da Adnan Tanrıverdi.
Adnan Tanrıverdi kim? 28 Şubat sürecinde, işte laikliğe aykırı duruşu sebebiyle ordudan atılan bir Tümgeneral. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da tanışıklığı taa 1994 yılına dayanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Tayyip Bey’e destek veren nadir subaylardan birisi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu askeri strateji ve savunma üzerine en çok güvendiği isimlerden bir tanesi. Zaten sürekli hedef gösterilmesinin de en büyük sebeplerinden biri bu. Tayyip Erdoğan’ı sevmesi ve desteklemesi.
Fransız istihbaratı geçen bir rapor yayınladı ve o rapora göre de SADAT, en az 22 Müslüman ülkede askeri danışmanlık ve eğitim hizmetleri veriyor. Bunların çoğunluğu da Afrika’da yüzyıllardır sömürülen ülkeler yani Türkiye nüfuz ederek kurtarmak istediği ülkeler bunlar.
Bunun yanı sıra SADAT’ın, Libya’da Hafter’e karşı savaşan güçlere destek verdiği de iddia ediliyor ve bu destek sayesinde de Libya ordusu, Hafter güçlerine karşı sahada büyük başarılar elde etmişti.
Birde Rusya Devlet Başkanı Putin’e yakınlığıyla bilinen Federal Haber Ajansı var, o da Özgür Suriye Ordusu askerlerinin SADAT ekipleri tarafından Libya’ya götürüldüğünü öne sürmüştü. Hatırlayın. Ne güzel, değil mi? Bunda bir problem var mı?
Yani Türkiye’nin çıkarlarını savunan biri için bu SADAT rahatsız edici bir şirket değil ki. Nasıl ABD’nin BlackWater’ı, nasıl Rusya’nın Wagner’i varsa Türkiye’nin de SADAT’ı var.
Özetle şunu söyleyelim:
SADAT, Türkiye’nin amaçları ve hedefleriyle aynı doğrultuda işler yapıyor. İşte SADAT’la alakalı birilerinin rahatsızlığı da bundan kaynaklıyor. Bölgemizde Türkiye karşıtı cephe de kim varsa, Türkiye’nin Orta Doğu’daki yükselen etkisinden kim rahatsız oluyorsa SADAT’ı da hedef alıyor ve Sedat Peker’in de bu videoları, Birleşik Arap Emirlikleri’nden yaptığını göz önünde bulundurunca meselenin ne olduğu gayet net bir şekilde anlaşılıyor dostlar.
Ayrıca bu sekizinci videoada her cümleden sonra, “İşte önümüzdeki hafta Tayyip Erdoğan’la alakalı konuşacağız, Tayyip abiyle helalleşeceğiz. Nerede tanıştık, ne yaptık, ne ettik… Onları konuşacağız.” deyince de anladık mevzuyu.
Evet, sekiz videodur yayınlanan bölümün aslında fragman olduğu, asıl meselenin uyuşturucu ticareti üzerinden, silah ticareti üzerinden, terör örgütlerinin desteklenmesi üzerinden Tayyip Erdoğan’a ulaşılmak istendiği net bir şekilde görülmüş oldu yani dostlar şunu bilelim:
Vurduğumuz yerden bu kadar çok ses çıktığına göre ülkemiz doğru işler yapıyor. Bundan önce söyledik, şimdi söylüyoruz, bundan sonra da söyleyeceğiz; her ne olursa olsun, kim ne söylerse söylesin biz devletimizin, milletimizin ve Cumhurbaşkanımızın yanındayız.
Kalın sağlıcakla.