AYIP ETTİN SAYIN VARANK! İNCİTMİŞSİN BİRİLERİNİ – 17 KASIM 2021

E3431D2A 2546 4E7A 92D1 F73Df5F2Febd

Çocukları topluyorlar, uçakları uçuruyorlar, her taraf silah, çocukları silahla kandırıyorlar, akılları sıra teknolojik hamle yaptıklarını sanıyorlar. Hani tamam Selçuk Selçuk da e kardeşim o Teknofest’in yapıldığı Yeşilköy’ün etrafında oturan insanlar uçak seslerinden rahatsız oluyorlar. O sesler, o uçaklar, o jetler, o gösteriler nedir arkadaş ya? Tamam, çocuklarımız geleceğimiz falan filan da, hani bir yere kadar yani. Siz o uçakları uçurdukça o yakın evlerde oturanlar size sayıp sövüyor he. Haksız da değiller. Ayrıca Yenikapı’da bir vals gösterisi yapmak kadar önemli bir hizmet mi yani Teknofest? Sonuçta vals nerede; Teknofest, bilimmiş, gelecekmiş bunlar nerede?

Bu düşünceleri, bu sözleri Garo Paylan’dan aldık. Yalnız biz nasıl düşünemedik ya? Vallahi var ya çoluk çocuk boşa toplanıyorlar orada. Aman aman aman, hiç ses çıkarmasın o uçaklar, ağzımızın tadı kaçmasın. Konu komşu ne der değil mi sonra? Hay Allah ya, bizi mazur görün lütfen.

Bir çocuk gelsin ve bir çocuk uçağa dokunsun diye geleceğimiz olan çocuklarımızı düşündüğümüz için, dünyanın en büyük teknoloji festivalini gerçekleştirdiğimiz için bizi mazur görün.

Aklı, zekâsı, hayalleri engin deniz çocuklarımıza alan açan Selçuk Bayraktar adına ben özür diliyorum, lütfen bizi mazur görün. Akın akın festival alanına gelen çocuklarımıza milli ve yerli savunma teknolojisiyle, yeni dünya teknolojileri ile iç içe birkaç gün geçirme fırsatı sunduğumuz için bizi mazur görün. Çocuklarımızın ve yarınlarımızın bilimle gelişmesi için, kendi teknolojik stratejilerimizle ülkemizi bu alanda ileriye taşımak için dertlendik, hata etmişiz, bizi mazur görün.

Uçak sesi çok çıkmış etrafta, rahatsız ettik çevrede oturan o üç beş kişiyi, bizi mazur görün. 4 yaşında heyecanlı bir şekilde otoparktan koşarak festival alanına giden çocuklar vardı orada. Keşfetmeye, büyülenmeye, öğrenmeye, anlamaya, bilimle yoğrulmaya gelmişler; ayıp etmişler. Onları o Teknofest’e getiren analar, babalar da suçlu. Sizin başka işiniz gücünüz mü yok ya? He? Ne işiniz var Tekfnofest’miş, bilimmiş, festivalmiş? O anne babalar adına da özür diliyoruz sizden, bizi mazur görün, uçaklar fazla ses çıkarmış.

Yarışmalarda dereceye giren çocuklar hayallerine bir adım daha yaklaştı. Ülkemizdeki o pırıl pırıl beyinlerin göçünü engelleme adına kendi çocuklarımızın envanteri, kayıtları Teknofest aracılığıyla sisteme dâhil edildi. Böylece bu memleketin çocuklarının yeteneklerinden daha fazla istifade edeceğiz, onların ülkemizi taşıyacağı yarınlara daha sağlam ilerleyeceğiz. Kusura bakmayın bizi mazur görün, uçak sesi fazla çıkmış.

Başımıza icat çıkarma diye büyüyen bizim nesillerin çocukları mucit olmaya hazırlanıyor. Evlatlarımız en basitinden, minderden bir ev yapsa dahi bunun ne işe yaradığını veya neye yarayacağını düşünerek, onu akıl ederek, beynini yorarak yapıyorlar. Biz çocuklarımızı hadi üret, hadi hayal et, hadi yeteneklerini kullan, sana güveniyoruz diye yetiştiriyoruz. Bu sene yap bir şey de böyle Teknofest’te seni de görelim diye çocuklarımızı motive ediyoruz. Biraz fazla uçmuşuz değil mi? Bizi mazur görün, çünkü çocuklarımıza inanmışız. Tabii bir de uçak sesi fazla çıkmış.

Teknofest’te tarım ilaçlamadan iklim projelerine, acil yardımdan arama kurtarmadaki süreyi kısaltacak mucize projelere hazırlandı çocuklar. Kusura bakmayın, çocuktur işte, mazur görün onları. Uçak sesi fazla çıktı, haklısınız değil mi?

Bu çocukların işi gücü yok, onlar kim ki? Kalkıyor insanlık yararına teknoloji, akıllı ulaşım, eğitim teknolojileri, insansız su altı sistemleri, yapay zekâ projeleri, uçan araba tasarımları yapıp yarışmaya katılıyorlar. O çocukların hadsizlikleri için bizi mazur görün. Uçak sesi çok çıktı değil mi?

“Gençlerin çabalarını önemsiyoruz, gençlerimizin içindeki bilim ateşini tutuşturmaya çalışıyoruz, dünyadaki teknolojik yarışta kendi gençlerimizin de olması için gayret ediyoruz.” Mustafa Varank böyle demiş. Kusura bakmayın, Bakanımız da çok ayıp etmiş. Çünkü uçak sesi çok çıktı değil mi?

Biraz daha rahatsız olacaksınız ama sonuna kadar dinleyin.

O rahatsız olduğunuz uçak sesi var ya, işte o uçak sesi daha fazla çıkacak bundan sonra. Muhalif olmayı bile beceremediğiniz bu ülkenin, gerçekten bu vatana âşık çocuklarıyla bile derdiniz var sizin. Yazıklar olsun ya, bu nasıl bir acizliktir ki Teknofest’e katılan çocukların içindeki heyecanı ve aşkı bile göremeyecek kadar kör olmuş gözleriniz.

Ha bir de bu ülkenin verdiği maaşla Mecliste fink atan Sayın Garo Paylan, biz de sana soralım:

Sen bu ülke için ne yaptın? He? Bu millet için ne yaptın sen? Hadi bir şeyler yapmayı geçtim tam bağımsız Türkiye hedeflerimiz için bugüne kadar ne söyleyebildin? Hangi akıl, hangi fikir, hangi dâhiyane zekâyla bir iş, bir proje koyabildin ortaya ya da o evlerinde uçak seslerinden rahatsız olan her kimse, sordun mu bunu söyleyenlere? “Bu ülkenin elinde bu var, peki milli savunma ve yerli teknoloji hamlesi için siz ne yaptınız?” diye sordun mu onlara he? Bununla alakalı kafanızda uçakların sesini kesme dışında ne var diye sorabildin mi onlara he? Yok.

80 yıldır slogan atmayı modernlik, gelişmişlik zanneden o aklı evveller iyi dinleyin!

Siz o uçakların sesini kısmaya çalıştıkça bunu yapan çocuklar, o inanmış adamlar daha fazla sarılacaklar üretmeye, icat etmeye, başarmaya.

Siz uçak seslerinden rahatsız olup bu milletin hayallerinin dün olduğu gibi yarıda kalmasına dua ettikçe, o çocuklar da bahtlarına güvenip bu sefer gelmiş geçmiş herkesin önünde başaracaklar yaptıkları o işleri.

Batılı Ortodoks mühendisleri alkışlayıp kendi çocuklarına burun kıvırdıkça birileri, bu memleketin cesur ve azimli çocukları ne yapıp edip o milli muharip uçağını kaldıracaklar gökyüzüne.

Geçen akşam Ahmet Hakan’ın programında izledim Türk Havacılık-Uzay Sanayiinin (TUSAŞ) Genel Müdürü Prof. Temel Kotil’i. Anlattıkça böyle yerimde duramadım.

2022’de milli muharip uçağımız bitecek diyor, 2028’de de seri üretime başlıyormuşuz.

F-16’nın teknolojisinden çok daha yeni bir teknoloji ile üretilecek o milli muharip uçağımız ve hangardan çıktığında da ithal motorlu olacak, 2028’deyse yerli motorla uçacakmış. Hadi! Hadi buradan yürüsün birileri “ithal motorlu uçağa yerli uçak diyorlar” diye. Tam anlamıyla motorunun dahi yerli olacağı tarihi hiç duymamış gibi yapın olur mu? Ya neyse!

Proje tamamlandığında düşük görünürlülük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarında kazanılacak kabiliyetlerle Türkiye; dünyada ABD, Rusya ve Çin’in kategorisine çıkacak ve bizim çocuklar Nuri Demirağ’ın başlatmış olduğu o yolculuğu göklerde dalgalandıracak Allah’ın izniyle.

Bakın ne olursa olsun, finish çizgisine bu kadar yaklaşmışken, yapabileceğimize, başarabileceğimize bu kadar inanmışken, Aselsan’dan TUSAŞ’a, TEİ’den BAYKAR’a kadar bu kadar başarılı örnekler önümüzde dururken biz bu yoldan dönmeyeceğiz.

60 yıl önce Devrim otomobilini bir komploya kurban edenlerin, Nuri Demirağ’ın kurduğu uçak fabrikamızda üretilen o milli uçaklarımızı toprağa gömenlerin gözlerinin içine baka baka, hem de o siyasi enkazın bugünkü sözcülerinin de yüzüne baka baka başaracağız. Bayrağımızı dalgalandıracağız ve istikbalin olduğu semalara kavuşacağız.

Keşke bu ülkedeki muhalifler de, büyümek adına, başarmak adına, gelişmek adına, bağımsızlık adına, ülkemizi her alanda süper lige taşımak adına bir şeyler yapsa, bir şeyler söylese değil mi?

Ama ne yazık ki durdurmak, sonlandırmak, satmak, yarıda bırakmak, kapatmak, temel atmamak, yıkmak dışında hiçbir şey konuşuluyor mu? Yok.

Ama olsun it ürür kervan yürür derler ya, bu ülkenin evlatları olarak inadına yarınlara dair türküler söyleyeceğiz biz. Daralsak da, yorulsak da, yalanlar, algılar, boş gündemler böyle sağanak sağanak üzerimize yağsa da, devamlı Batı ülkeleriyle ülkemizi kıyaslayıp gençlerimize eziklik pompalansa da biz inadına Türkiye diyeceğiz, inadına bu memleketi seveceğiz.

Sizde inanın çocuklar, vallahi de billahi de bütün emeğiniz, bütün çabalarınız, bütün hayalleriniz, bütün umutlarınız, bütün mücadeleniz karşılığını bulacak ve bu sefer o uçak havalanacak, bu sefer o araba yola girecek, o uzay üssü adrese teslim olacak…

Bunun aksini düşünen ya da aksinin olması için gece gündüz çalışan kim varsa da gitsin bir kendini, imanını, inancını sorgulasın. O da yetmezse gidip soyunu kanını sorgulasın. Anladınız?

Çünkü bu ülkenin evlatları şu mısraları sağır kulakların dahi duyacağı bir tonda söylüyor artık:

Sur da bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,

Eyyy kahpe rüzgâr! Artık ne yönden esersen es.

Kalın sağlıcakla.