15 Temmuz gecesi kalkışılan hain darbe girişiminin öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün feryatlarına rağmen FETÖ ile dişe dokunur bir mücadelenin içine girmeyen makam-mevki-koltuk sahipleri 15 Temmuz sonrası kollarını sıvayıp aklımızla dalga geçercesine bir mücadeleye girişti.(!)

Mücadele ki hem de ne mücadele.

Alt kadroda ne kadar garip gureba varsa, nerede sahipsiz, bir tanıdığı olmayan varsa önce açığa alınıyor, sonra da kurumlardan ilişkileri kesiliyor.

Ardından yapılan ise pişkinliğin dik alası. Bizim kurumumuzdan bilmem kaç bin kişi atıldı. Kurumumuz FETÖ’den temizlendi falan filan…

Bazı Koltuk-yetki –makam sahiplerinin, akrabalarını, arkadaşlarını, tanıdıklarını koruma adına yaptığı bu ali cengiz oyununa gelmeden önce bu sıradan, karar yetkisi dahi olmayan ve dolgu malzemesi olarak kullanılarak üzerlerinden şov yapmaya kalkışılan garibanları neyle suçluyorlar peki?

Önceden Zaman Gazetesi’ne üyeymiş, Bank Asya’da hesabı varmış, önceden sohbetlere gidiyormuş, filan derneğe üyeymiş vs. vs.

Peki, sormazlar mı adama; yanınızda çalışanları Bank Asya’ya hesap açmaya siz yönlendirmediniz mi?

Sorumluluğunuzda olan personelleri makam odanıza çağırıp Zaman Gazetesi’ne üye ol telkininde siz bulunmadınız mı? Ayrıca Zaman Gazetesi’ni sehpanızın en üstüne koyarak abone olmayan personele ekşi ekşi siz bakmadınız mı?

Ev sohbetlerine çağırıldığınızda koşa koşa siz gitmediniz mi?

Çocuklarınızı onların dershanelerine, okullarına özel rica telefonları açarak siz yerleştirmediniz mi?

Şimdi çıkmış FETÖ ile müthiş mücadele eden “aslan parçası” kesiliyorsunuz.

17-25 Aralık tarihi sizin için milat da gariban için, tanıdığı olmayanlar için değil mi?

Anadolu’da güzel bir söylem vardır; “iğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batıracaksın” diye. Buradaki çuvaldızını bilmeyenler için tarif edeyim. İğnenin üç dört katı büyüğüne “çuvaldız” denir. Kendinize ne batırdınız da garibanın üstüne kılıçla gidiyorsunuz…

Kandırılmış, aldatılmış, mecbur bırakılmış ve 17-25’ten sonra cumhurbaşkanının sesine kulak verip bu yapı ile bağlarını koparan garibanın üzerine giden, o garibanların ismini liste kabarık gözüksün diye dolgu malzemesi yapan yetkililer ardan, namustan, hayâdan uzak insanlardır.

Ama bu ”aslan parçası” yöneticilerin unuttuğu bir şey var. 15 Temmuz gecesi tankların, topların önüne atlayanlar o korumaya çalıştığınız “yetkililer” değildi. Bugün bir yolunu bulup işten attığınız o garibanlardı tankların altında yatanlar.

Şimdi gelelim o makam mevki ve özellikle de yetki sahibi insanlara ne yapıldığına.

15 Temmuz öncesi Cumhurbaşkanını yalnız bırakan, son raddeye kadar çocuklarını FETÖ’nün okullarında tutan, yurt, okul yapılacak diye önüne gelen bütün imar dosyaları gözü kapalı imzalayan, FETÖ mensuplarıyla savaşmayan, sadece ilişkilerini donduran yöneticiler bir yolunu bularak makamlarını ve koltuklarını korumaya devam ediyor. Ucu bana da dokunur düşüncesiyle yapılan temizlik operasyonuna müdahale edenler de işin cabası.

Beyler!

Bu milletin ve gözü yaşlı ümmetin geleceği için canından vazgeçen 241 şehidin vebali, bir kolunu tankın altına kaptıran ve vatana bir kolumuz feda olsun diyen delikanlının ahı bu hainlerin üzerine gitmeyen, onları koruyan ve hala FETÖ demeden karnından konuşmaya devam edenlerin üzerindedir.

Ve Allah’a yemin olsun ki,

Ucu kime dokunursa dokunsun, hangi fincancı katırlarını ürkütürse ürkütsün bu hainlerle bağı olanları ifşa etmeye devam edeceğiz. Bu sünepe ve omurgasız kişilerin ya makamlarının gereğini yapıncaya kadar, ya da istifa edip o makamları terk edinceye peşlerini bırakmayacağız.

Kalın sağlıcakla.