Bu işte bir hinliğin olduğunu görmüyor musunuz?

Dünya son 2 yılda pandemi nedeniyle karanlık bir tünele girmişken, tedarik zincirleri bir bir kırılmış, İngiltere’de kamyonları sürecek şoför, Amerika’da konteynerleri boşaltacak adam bulunamazken, Avrupa’da benzin istasyonlarında kuyruklar oluşmuşken, Çin dünyadaki hiçbir ülkeden ürün kabul etmiyorken Türkiye 2021 yılının eylül ayında, yani 2 ay önce Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırıyor.

Bir ayda 20.5 milyar dolarlık mal satılmışken dünyaya,

Ülkelerin kanını emen IMF bile Türkiye’nin 2021 yılı büyüme rakamını %5,5 dan %9’a çıkarmışken,

Borsa İstanbul son 3 ayda %25 büyüyerek kendi rekorunu kırmışken,

Yerli savunma sanayiinde akıl almaz işler ve üretimler yapılıyorken,

Dünyadan silah dilenen değil dünyaya silah ve askeri malzeme satan bir ülke haline gelmişken,

İHA’lar, SİHA’lar, kirpiler, ataklar, kruvazörler, tüfekler, füzeler… Yüksek teknolojiyle dünyanın savaş ve savunma sistemini çılgın Türkler olarak böyle ters yüz etmişken,

Tam 45 yıldır bu ülkeye kan kusturan PKK terör örgütünü topraklarımızdan silip süpürüp atmışken, sınırlarımızın dışında da inlerinden, mağaralarından başlarını çıkartmaya müsaade etmiyorken,

Yerli otomobilimiz TOGG 12 ay sonra banttan inecekken,

Kendi bulduğumuz doğal gazımızı 18 ay sonra kullanmaya ve satmaya başlayacakken,

Şırnak’ta yeni ve kaliteli bir petrol kuyusu bulmuşken,

100 yıldır bu milletin hayali olan Turan Birliğini Türk Devletleri Teşkilatı olarak bütün dünyaya ilan etmişken,

Eeee?

Deprem yok, yangın yok, sel yok. Evet; çarşıda, pazarda gözle görülür bir sıkıntı, bir darlık var ama ortalıkta aç yok, açıkta kimse yok. Hastane kapılarında kuyruk yok, batan banka yok, kepenk kapatan fabrika yok, sokağa atılan işçi yok.

Bunun aksine dev dev yatırımlar hız kesmeden devam ediyorken; barajlar, yollar, köprüler, deprem konutları, hastaneler… Son 6 ayda 538 yeni fabrika açılmışken birileri bir yerden düğmeye basıyor ve bu milleti ve %52,5 ile seçmiş olduğu milletin adamını dolarla terbiye etmeye çalışıyorlar.

Erdoğan istifa diye tag açanlar, ortalığı ayağa kaldıranlar, sokaklara dökülenler… İyi dinleyin!

Her şeyin farkındayız.

Sizin derdinizi de biliyoruz, hesabınızı da biliyoruz, niyetinizi de biliyoruz!

Sizi de tanıyoruz, efendilerinizi de!

Siz de bizi iyi tanıyın!

Karşınızda öyle 3-5 dolara ruhunu, şerefini, onurunu satacak bir millet yok artık!

Sıkıntılı günler geldiğinde 20 yıldır çekilen çileleri, verilen mücadeleyi, 15 Temmuz’da feda edilen 251 şehidin emanetini unutacak kadar vefasız ve omurgasız bir millet de yok karşınızda.

Öyle 3-5 slogan atarak, tehdit ederek, 1 milyonluk-2 milyonluk dairelerinizin camlarından “Millet aç” diye tencere tava çalarak, NATO göreve diye çağrılar yaparak, sokaklarda tank yürütüp darbe havası estirerek, televizyonlarınızdan parmak sallayarak sindirebileceğiniz sünepe ve korkak bir millet yok karşınızda.

Karşınızda ülkesine, milletine, bayrağına, imanına sevdalı, davasına, kavgasına ve liderine bağlı bir millet var artık ve yine karşınızda her ne olursa olsun, her kim isterse istesin, önümüze hangi acılı fatura koyulursa koyulsun “seni Sultan Abdülhamid’in yalnızlığına bırakmayacağız” diye yemin eden bir millet var. Bunun yanında sokağa çıkmak için de bir akşam vakti minarelerden okunacak selalara veyahut da Skype üzerinden yapılacak bir canlı yayın çağrısına bakan, abdestlerini taze tutan, şehadete istekli kadınından erkeğine, yaşlısından gencine, 45 milyonluk koca bir ordu var karşınızda.

Onun için sabahtan akşama kadar dolar üzerinden, kur üzerinden, faiz üzerinden hesap kitap yapanlar, yaptığınız hesap her ne ise o hesaba az önce bahsettiğim bu 45 milyonu da bir zahmet ekleyin. Tamam mı?

Neymiş? Erdoğan’ı göndereceklermiş.

Yiğit ölür, şan yürür,

Dalda su, damarda kan yürür.

İnandığın yolda engel tanıma;

İt ürür, kervan yürür.

Devletimizin de Reisimizin de ölümüne yanındayız!