KÜFÜRBAZ VEKİL İSTİFA EDECEK! – 8 KASIM

9Db825B4 A5A5 4058 Afd1 2C6D6E8Ea4Ae

“Çok beyefendi bir insandır. İyi ve kibar biridir aslında. Öfkesine yenik düşmüş belli ki. Üzüldüm, tam bir İstanbul beyefendisidir çünkü. Ah ah ah, vah vah vah…”

Burada bahsedilen beyefendi kim biliyor musunuz? Teröristlerin katlettiği şehitlerimizden birinin bacısına Bingöl’de ağza dahi alınmayacak şekilde küfür eden İyi Parti Milletvekili Lütfü Türkkan. Bu ahlaksız adamı, bu utanmaz adamı, bu ar damarı çatlamış rezil adamı aklamak için bu sözleri kullanan da bir kadın üstelik, gazeteci Sevilay Yılman. Üstelik yanında da 3 kadın gazeteci daha var. Onlardan da tek kelime itiraz yok bu güzellemelere.

Bir milletvekilinin bir şehidin kız kardeşine ettiği küfür, 4 tane kadın gazeteci tarafından daha aşağılık, daha iğrenç bir şekilde nasıl değerlendirilirdi, nasıl analiz edilirdi inanın bilmiyorum, hayal dahi edemiyorum. Nasıl ikiyüzlü, nasıl sahte bir tavır var yüzlerinde. Üzgün gözüküyorlar, suratları asık ama o üzüntünün sebebi böyle bir rezil olay yaşandığı, bir şehit yakınının böyle bir küfüre maruz kalması falan değil ha! Bu olayın kameralar önünde gerçekleşmesi ve herkes tarafından görülmesine üzülüyorlar. Çünkü sözlerinin devamında bu kez de Lütfü Türkkan’ın rezilliğinin bu kadar çok gündem olmasını, haberleştirilmesini eleştiriyor Sevilay Yılman. Utanmasa “Niye haber yapıyorsunuz, ne var bunda? Herkes birbirine küfür ediyor.” falan diyecek de diyemiyor işte kameralar önünde.

Cuma gününden beri Türkiye’nin gündeminde İYİ Partili Lütfü Türkkan’ın edepsizliği var doğal olarak. Nasıl olmasın? Sözde milleti temsil etmesi için TBMM çatısı altına gönderilen bir milletvekili, bir vatandaşın, üstelik şehit yakını bir ağabeyin bacısına küfür ediyor. Şehidin kız kardeşine ediyor yani bu küfrü. Olay tam da kameralar önünde gerçekleşince herkes gözleriyle ve kulaklarıyla şahit oldu bu ahlaksızlık sözlere. Çok şükür ki kameralar önünde oldu. Yoksa en büyük maharetleri yalan söyleyip, inkâr etmek olan bu zihniyet, laf kalabalığına getirip böylesi büyük bir rezilliğin üstünü de kapatırdı.

Daha önce yaptığı imar yolsuzluğu ve dövdürttüğü gazeteci ile gündemimize gelen ancak partisi tarafından herhangi bir yaptırıma uğramayan küfürbaz Lütfü Türkkan, rezalet ortaya çıktıktan sonra bırakın yaptığını düzeltmeyi, sıvama aşamasına geçti adeta.

Önce o kadar net görüntü ve sese rağmen Lütfü Türkkan küfür etmediğini, şehit yakının yalan söylediğini, bu adamın provokatör olduğunu, iktidar partisi tarafından özellikle yanlarına gönderildiğini falan iddia etti. Gözümüzün içine baka baka herkesi aptal yerine koymaya çalıştı ama bu sefer yemedi. Millet ayağa kalktı.

Karşı tarafı suçlama taktiği tutmayınca, trol hesaplar ve yemlerini verdiği bazı İYİ Partililer tarafından şehidimiz ve ağabeyi itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. “Sadece çoban olan kardeşi mayına basmış o kadar! Buna şehit yakını demeyin.” diyerek işi yüzsüzlüğe vurdular.

Tepkiler ayyuka çıkınca, ahlaksız Lütfü Türkkan gecenin bir yarısı video çekip yaptığı rezilliğe çeşitli kılıflar uydurarak özür diledi. Bu videonun güzel tarafı şu; en azından küfür ettiğini, böyle bir ahlaksızlık yaptığını kabul etti sonunda. Sıvama aşaması diye boşuna demiyorum çünkü çektiği video da ayrı bir skandal. Hırsızlık yapan, taciz eden, tecavüz eden, karısını döven o zümrenin yaptığı gibi Lütfü Türkkan da Atatürk’ü kalkan yapmaya çalıştı kendine. Atatürk’ü istismar etti. En üst rafında kocaman bir Nutuk bulunan kitaplığın önünden verdi mesajını. Üstüne bir de Atatürk’ün giydiği süveterden giyseydi tam olacaktı ama evde bulamadı herhâlde. Halbuki İsmail Küçükkaya’dan isteyebilirdi. Onda onlarcası vardır!

Ahlaksız Lütfü videoda özür diliyor ama küfür ettiği şehit yakınından falan değil ha. Genel Başkanı Meral Akşener’den, partisinden falan özür diliyor. Ne alaka? Lütfü Türkkan bu ahlaksızlığı Akşener’e mi yaptı. Veyahut da Millet İttifakı’nın mensuplarını mı küfür etmişti ki onlardan özür diliyor? Şehit yakını ve ailesinden tek kelime af dilemek yok. Tamamen olayın üstünü kapatmak için formaliteden çekilmiş, samimiyetten uzak bir video. Pişkinliğin zirvesi adeta. Önce görüntülere kurgu, yalan dedi sonra kabul edip küfrün asıl muhataplarından özür dilemeden özür videosu yayınladı.

Baktılar yine tepkiler dinmedi, bu sefer de İYİ Parti Grup Başkanvekilliği görevinden istifa ettiğini açıkladı. Genel Başkanı Meral Akşener talep etmiş istifasını.

Bak bak, ayak oyunlarına bak. İnsanların gazını almak için yaptıkları çakallıklara bak. Göstermelik bir görev değişikliyle bu işten de paçayı sıyırma derdindeler. Halen daha bütün bir ülkeyi aptal yerine koymaya çalışıyorlar hala.

Buradan soruyorum İYİ Parti’nin yöneticilerine ve Genel Başkanları Meral Akşener’e; sizin partinizin şeref ve haysiyeti, Lütfü Türkkan denen bu ahlaksız, küfürbaz adamdan daha mı önemsiz? Neyini koruyorsunuz bu adamın?

Orman arazilerini talan etme bunda, imar yolsuzluğu bunda, kaçak yapıları yıkılırken görüntü alıyor diye gazeteci dövdürtmek bunda…

Geçmişine bir bakıyorsun; FETÖ’nün köpeklerini canhıraş savunma yine bunda. Yani her pislik var bu ahlaksızda! Partinize bu kadar zarar veren bu küfürbaz vekilin dokunulmazlığı nereden geliyor? Niye olay ortaya çıktığından beri siz ve partinizin yöneticileri tek kelime açıklama yapamadı bu adama karşı? Neyden korkuyorsunuz? Kimden çekiniyorsunuz? Nerede o kabadayı milletvekilleriniz? Öyle “Ben ülkücüyüm. Ben milliyetçiyim.” demekle mi ülkücü olunuyor sizin partinizde?

Kravatlı terörist Selahattin Demirtaş’ın karısı Başak Demirtaş’a sosyal medyadaki trol bir hesaptan küfür edildiğinde ortalığı ayağa kaldırmıştınız. İttifak ortağınız CHP ile birlikte Başak Demirtaş’tan özür dilemek, onun gönlünü almak için sıraya girmiştiniz. Parti yöneticilerinizden, belediye başkanlarınıza kadar herkes küfür edeni kınayıp, Başak Demirtaş’a destek mesajları atmıştı. Kadının kutsallığı, kadın hakları naraları havalarda uçuşuyordu. Bir şehidimizin kız kardeşinin, kravatlı terörist Demirtaş’ın karısı kadar da mı değeri yok gözünüzde? Kaç gündür niye hiçbirinizden tek bir kelime kınama mesajı bile gelmiyor? Hep beraber niye ölü taklidi yapıyorsunuz? Deve kuşu gibi kafanızı kuma gömünce bütün problemler halloluyor mu? Bu nasıl milliyetçilik? Bu nasıl vatanseverlik? Bu nasıl aşağılık bir siyaset?

Bunun yanında nerede o kadın dernekleri? Kadınlarla alakalı reklam filmleri çekerek duyar kasan kurumlar, kuruluşlar, dernekler, vakıflar neredesiniz? Tepki koysanıza ortaya! Konuşsanıza, dilinizi mi yuttunuz?

Sen Sevilay Yılman! 2013 yılında attığın bir tweette “Bir kadına aşağılıkça küfür ya da hakaret edenlerin annesi, eşi, kızı, bacısı yok mu? Aynı şey onlara yapılsa nolur?” diye tepki gösterirken aynı aşağılık küfürü bir şehit bacısına eden Lütfü Türkkan’ı “Tam bir İstanbul beyefendisidir.” diyerek niye aklamaya, temize çıkarmaya çalışıyorsun? Nereden geliyor bu Lütfü Türkkan sevgisi? Kim verdi sana bu aklama görevini? Niye bu kadar ikiyüzlüsünüz? AK Partili biri en ufak bir hata yapsa onu ve partisini taşlamak için hatta dinini topa tutmak için sıraya giren sizler, böylesi büyük bir rezilliğin başkahramanı sizden olunca niçin çıtınız çıkmıyor?

Bakın peş peşe şehitlerin geldiği dönemlerde, özellikle çözüm süreci ve sonraki zamanlarda, şehit cenazelerinde birçok iktidar partisi milletvekiline ve bakana yönelik tepkiler oldu. Yuhalamalar hatta fiziki saldırılar oldu. Bakan yumruklandı bu ülkede bakan! Ama hiçbir AK Partili siyasetçiden onursuz Lütfü Türkkan’ın yaptığı ahlaksızlığın binde birini gördük mü? Bir tane buna benzer bir olay hatırlayanınız var mı?

Yahu bu insanlar şehit yakını. En yakınlarını, evladını, kardeşini, annesini, babasını, candan öte sevdiklerini vatan uğruna toprağa gömmüşler. Ciğerleri alev alev yanıyor. Bu insanlar sana küfür etse dahi ağzını açıp cevap vermeye hakkın yok senin! Zaten bu olay da öyle bir durum da yok. HDP ile iş tuttuğunuz için bir şehit yakını olarak tepkisini dile getiriyor adam. Siz kalkıyorsunuz adamı darp edip sonra da ağza alınmayacak küfürler ediyorsunuz adama! Yahu siz kimsiniz? Kendinizi nerede görüyorsunuz? Milletin oyuyla geldiğiniz yerden millete küfür edebilecek cüreti nasıl gösterebiliyorsunuz?

Bu olay öyle sıradan bir vatandaş-milletvekili tartışması gibi veya kızgınlıkla, kazayla yaşanmış istenmeyen bir durum gibi geçiştirilip, üzeri kapatılamaz. Bu arada ben niye böyle kibar konuşuyorum ki? Niye kasıyorum kendimi? Bu tarz terbiyesizlere söylenmesi gereken ne varsa söyleyelim! Eğer sonunda bir şey olursa da çekeriz bir video, köydeki dayımdan lisedeki arkadaşlarıma kadar herkesten özür dilerim olur biter! Nasıl olsa racon böyle! Küfürü başkası yiyor ama sen özürü başkasından diliyorsun. Ulan şark kurnazları, ulan ikiyüzlüler…  

Bu terbiyesiz, bu onursuz, bu haysiyetsiz, bu pişkin ve utanmaz kişi, milletvekilliğinden derhal istifa etmelidir. Böyle rezil bir adamın milletvekili sıfatıyla Gazi Meclisimizin çatısı altında bulunmasını bu milletin vicdanı kabul etmez. Bu milletin anasına, bacısına küfür eden bir yaratık, bu milletin vergileriyle beslenemez, maaş alamaz. Grup Başkanvekilliğinden istifa etmiş. Bana ne? İYİ Partiye küfür etmiş olsa, Meral Akşener’e küfür etmiş olsa Grup Başkanvekilliğinden veya partisinden istifa etsin. Beni alakadar etmez! Milletvekilliğinden istifa edecek milletvekilliğinden.

Ha istifa yeter mi? O da yetmez! Lütfü Türkkan denen ahlaksız, nasıl yapar nasıl eder orasını bilmem ama o küfür ettiği şehidimizin ailesine gidecek, özür dileyecek, kendini affettirecek. Gerekirse şehidimizin kardeşlerinin ellerine ayaklarına kapanacak, gerekirse şehidimizin annesinin ayaklarının altını öpecek! Bir şekilde şehidimizin ailesine yaptığı bu aşağılık hareketi telafi etmenin, onlarla helalleşmenin yolunu bulacak. Ondan sonra da ne siyasetçi ne de başka bir şey olarak bu milletin karşına bir daha çıkmayacak. Çekilecek köşesine oturacak. Boğaza karşı evinde o divana oturup poz vermeye devam edecek. Veyahut da gitsin devlet arazisini işgal ederek çaldığı ve üzerine inşa ettiği fabrikasıyla uğraşsın. Onu da yapamıyorsa gitsin o çok sevdiği, “Hoca efendim” diye methiyeler düzdüğü sümüklü hocasının yanına otursun. Arada da çıkarıp müritlerine hediye ettiği kokmuş donlarını koklasın.

Şehit annesinden ve ailesinden özür dileyecek ve istifa edecek! Bu meselenin başka da çözülür hiçbir yanı yok. Öyle susmayla, göğsünde 1923, 2023 numaralarıyla poz vermeyle kapatamaz hiç kimse bu meseleyi.

Ha bunlardan hiçbirini yapmayıp, göstermelik bir görevden almayla olayın üstü kapatılmaya, yaşananlar unutturulmaya çalışılırsa bu kalleşliği bu millet unutmaz.

Bu ahlaksız adam, ülkemizin hiçbir sokağında, hiçbir caddesinde dolaşamaz. Bu millet, bu adamı gördüğü yerde yüzüne tükürür! Hatta ahlaksız Lütfü’nün yaptığının karşısında sessiz kalan, salağa yata, korkup konuşmayan, onurlu bir duruşla bu ahlaksıza tepki vermeyen muhalefet milletvekillerinin de yüzüne tükürür bu millet. 

Yani dostlar bu küfürün bedeli ne Lütfü Türkkan’ın ne de İYİ Parti’nin yanına kâr kalmaz. Çünkü bu millet şehitlerinin ahını yerde bırakmaz. Bu küfürü Lütfü Türkkan’a yedireceği gibi İYİ Parti’ye de gereken dersi sandıkta öyle bir verir ki insan içine çıkacak yüzleri kalmaz. Benden söylemesi.

Bu küfürbaz vekilin hak ettiği muameleyi görmesi için biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.  Meselenin takipçi olacağız. Bu ahlaksızlığı ve bu ahlaksızlığa sahip çıkan omurgasızları gündemde tutacağız. Bunun yanında da bu ahlaksızlığı aklamaya çalışan o gazetecilere ve yorumculara da hak ettikleri dilden cevap vereceğiz. Hep birlikte bekliyoruz İYİ Parti ve ahlaksız Lütfü Türkkan’ın ne yapacağını. Bakalım ne kadar onurlular, bakalım ne kadar şerefliler? Bir de bakalım ne kadar milliyetçi ve ülkücüler. Hep beraber oturup göreceğiz.

Kalın sağlıcakla…