PAPA ŞOVU SEVER – 09 Mart 2021

Papa Şovu Sever Kare

Geçtiğimiz hafta sınırlarımızın hemen dibinde çok ilginç bir ziyarete şahitlik ettik. Katoliklerin ruhani lideri Papa, Irak’ı ziyaret etti. Bu ziyaret öyle sıradan bir ziyaret değil, bu ziyaretin tarihi bir özelliği var. Geçmişten bugüne ilk kez bir Papa, Irak topraklarına ayak bastı. Hem de pandemi döneminde. Koronavirüs sebebiyle 2020’deki tüm dış gezilerini iptal eden Papa, yaklaşık 16 ay sonra virüs falan dinlemeden nüfusunun çoğunluğu Şii Müslümanlardan oluşan bir ülkeye gitti. Üstelik ABD üslerine roketli saldırıların düzenlendiği, intihar saldırılarının yoğunlaştığı tehlikeli bir dönemde gerçekleşti bu ziyaret. Hani “Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?” misali bir soru işareti oluştu kafamızda. Papa Irak’a neden gitti?

Bildiğiniz gibi Papa, sadece dini bir lider değil. Aynı zamanda Vatikan’ın Devlet Başkanı. Devletlerarası bir görüşme niteliği de taşıyan bu ziyarette Papa, Müslümanlar ve Hristiyanlar için sembolik önemlere sahip yerleri ziyaret etti, oralarda ayinler düzenledi, çok güzel fotoğraflar verdi. Şiilerin en büyük dini kişilerinden Ali es-Sistani ile bir araya gelmeyi de ihmal etmedi.

Attığı her adımın altında gizli bir mesaj olan Papa, bize FETÖ’nün dinlerarasi diyalog çalışmalarını hatırlatan açıklamalar yaptı. Mevzu önemli yani… Kuklaları ifşa olunca kendileri indi sahaya.

Ne dedi mesela; “Biz, İbrahim’in torunlarıyız. Birbirimizi sevmeliyiz.” Doğru, çok güzel. Biz Müslümanlar, zaten Allah’ın gönderdiği her peygamberi kabul eder, tek bir saygısızlık edilmesine izin vermeyiz. Hatta çocuklarımıza İsa, Musa, Davut, Yusuf isimlerini verecek kadar severiz. Ancak Hristiyanların bizim peygamberimize ve dinimize bırakın saygıyı, düşmanlık gösterdiği bir ortamda bu cümlelerin muhatabı biz Müslümanlar değiliz herhâlde. Dönün kendinize bir bakın. Bir Hristiyan’ın bir Yahudi’nin Muhammed ismini çocuğuna koyduğunu duydunuz mu? Yok!

Papa hazretleri (!) “Terör, dini kullanıyor. Biz de, dinin bir kılıf olarak kullanılmasına izin vermemeliyiz.” diye de bir cümle kurdu. Ne kadar haklı! Keşke Hristiyan bir ülkede gerçekleşen her terör saldırısı sonrası İslam’ı ve Müslümanların tamamını hedef alan Avrupalı Devlet Başkanları da dinlese ruhani liderlerinin bu sözlerini ama nerede… Soykırımları yapanlar, sömürgelerde insanları zincire vuranlar, atom bombaları ile sivil, masum, kadın, çocuk, ihtiyar demeden katledenler, insanları ablukalarda, toplama kamplarında ölüme mahkûm edenler hep başka dinlerin mensupları ama terörist Hep Müslümanlar, hep Müslümanlar değil mi…

Bir de “Kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz. Barışçıl yaşamı inşa etmeden ve birbirimize destek çıkmadan barış gelmez.” gibi kulağa çok hoş gelen bir açıklama daha yaptı. Hem de ABD’nin 2003’de başlayan işgalinden bu yana bırakın barışı, bombasız, çatışmasız bir günü bile geçmeyen Irak’ta dedi bunu. Affedersiniz de kardeşlik mesajları, barış mesajları verdiğiniz Irak’ta, huzuru, düzeni Müslümanlar mı bozdu? Kim yaktı, yıktı o mübarek tarihi beldeleri? Kim çiğnedi Müslümanların namusunu hatta insanlığın onurunu?

Hiç kimse kusura bakmasın! Papa’nın Irak ziyareti bana hiç masum gelmiyor dostlar. Yeni bir oyunun, İslam coğrafyasını yerle yeksan etmeyi amaçlayan yeni bir planın, yeni bir kuşatmanın ilk adımını izliyoruz sanki.

Trump’ın ABD başkanlığı döneminde ertelenen Orta Doğu planlarının, Biden geldikten sonra raflardan indirildiğini görüyoruz. Joe Biden, Kennedy’den sonra ABD tarihinin 2. Katolik Başkanı. Yani dini anlamda Papa’ya bağlı.

Biden’ın başkanlığı döneminde Papa’nın böyle daha çok ziyaretine şahitlik edebiliriz. Yeni ve modern bir Haçlı ittifakı kuruluyor. Irak’ı darmadağın ettiler, Suriye’nin hali ortada, bin parçaya bölündü. Yemen’i Suud ailesine kırdırdılar, sonra Veliaht Prensin Kaşıkçı cinayetini onaylayıp rafa kaldırdılar. Yani artık Suudların ipi Amerika ve İsrail’in elinde. Psikolojik tarumar tamam, istediklerinde fiziki müdahaleyi de yapacaklar. Bölgede tek istikrarlı ülke kaldı, o da Türkiye.

Doğu Akdeniz’de tüm haklılığımıza rağmen bizi tek başımıza bırakmaya çabalıyorlar. ABD, Ege’de garip faaliyetlerde bulunuyor. Yunanistan’da yeni üsler kurma peşinde. Parasını vermememize rağmen bize vermedikleri F-35’leri Yunanistan’a satmak istiyorlar. Suriye’de desen YPG’yi besleyip besleyip düzenli ve kalabalık bir ordu haline getirmeye uğraşıyorlar.

Libya’dan Kafkasya’ya, Irak’ın kuzeyinden Suriye’ye, Somali’den Balkanlar’a kadar etkisini artıran Türkiye’nin Batı ittifakını rahatsız ettiğini hepimizi çok iyi biliyoruz. Onun için yeni bir kuşatma altındayız. Papa’nın ziyaretiyle bu kuşatma harekâtına Irak’taki Şii Müslümanları da eklemeyi amaçlıyor olabilirler. Musul’da Hristiyanların yaşayacağı özerk bir bölge kurulması için Irak’ı ziyaret ettiğine dair güçlü iddialar da var.

Barış ve kardeşlik mesajları, “Ilımlı İslam” güzellemeleri, “Medeniyet İttifakı” projeleri… Bunların hiçbirinden bugüne kadar Müslümanların faydasına bir iş çıkmadı. Bu söylemlerin,  bu projelerin hiçbirinin hayata geçtiğini, Batı dünyasının bunun için çaba sarf ettiğini görmedik hiçbir zaman. Bundan sonrada görmeyeceğiz.

Bütün amaç, bizi biz yapan, vatan, bayrak, din gibi aidiyetlerimizden uzaklaştırmak, onlarla bağımızı koparmak istiyorlar. Ortaya hiçbir kutsalı, hiçbir bağı, hiçbir memleket aidiyeti olmayan nötr bir insan çıkarma çabasındalar. Çünkü bunu başarırlarsa o nötr insanı istedikleri gibi yoğurup, istedikleri kalıba sokacaklar.

Bu dünyada barış ve huzurun hâkim olmasını en çok biz Müslümanlar isteriz. Nitekim Osmanlı dünyaya hükmettiği dönemde, kontrolü altındaki topraklarda bunu fiilen de göstermiştir. Örnek arayan Kudüs’e baksın, fetihten sonra İstanbul’a baksın, Makedonya’ya Bosna’ya, Belgrad’a baksın. Ancak biz hiçbir Hristiyan, Yahudi veya başka inançlara sahip ülkelerin veya liderlerinin Müslüman topraklarına huzur getirdiğine bugüne kadar şahitlik etmedik. Onların tek derdi, özümüzü yok edip bizi kendilerine benzetmek… Kendileri gibi olmamızı istiyorlar ama Batılılar hiçbir zaman başka toplumların Batılı gibi olmasına da müsaade etmez, en fazla gelinebilecek nokta ancak Batı’nın sömürgesi olmaktır.

Bu yüzden Papa’nın Irak ziyaretine sıradan bir ziyaret olarak bakamayız. İslam topraklarını kimin bu hale getirdiğini unutmadan her zaman uyanık ve tetikte olmalıyız… Bizler içerde çapsız muhalefetin ceviz kabuğunu doldurmayacak ve papağan gibi ezberledikleri 3-5 cümle ile oluşturdukları gündemin içinde boğulurken, düşman sessiz ve sinsice hareket ediyor. 21. yüzyıl Haçlı seferlerini başlattılar ve şunu da unutmayın ki bugünün Haçlı seferleri eskisi gibi, Malkoçoğlu filmlerindeki gibi, atlarla, pelerinlerle, kılıçlarla, mızraklarla hazırladıkları dev orduların üzerimize yürümesiyle olmuyor ve olmayacak. Bunu biliyoruz ve her türlü ayrıntıyı, her türlü hinliği, sinsiliği de hesaplayarak hazır ve nazır bir şekilde bekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki “La galibe illallah.” (Galip olan yalnız Allah’tır)

Kalın sağlıcakla…