SURVİVOR 2021 KADROSUNDA KİMLER VAR – 09 Ocak 2021
Hepimiz hazır mıyız? Bu sene Survivor’da öyle bir kadro var ki kitleneceğiz yine! Nefes almadan izleyeceğiz. Gönüllüler mi, ünlüler mi? Adadaki yaşam mücadelesinin 2021 yılında kazananı kim olacak? He?
Yanlış seyretmiyorsunuz. Gayet Survivor anlatıyorum şu an. Evet, Survivor’ın analizini yapıyorum.
Sorsan kimse izlemiyor bu programı, bu ülkede Survivor izleniyorsa ülkenin zekâ seviyesine bakılmalıymış falan filan. O her konuda uzmanlık sahibi olan o akil kişiler bu konuda da yine konuşuyor, susmuyorlar, anlatıyorlar. 1992’de İngiliz televizyon yapımcısı tarafından formatı oluşturulan hayatta kalma yarışı sanmayın ki sadece Türkiye’de bu kadar izleniyor. Yayınlandığı her ülkede reytingleri silip süpürüyor.
Bizler de bir süre daha kısıtlamalı yeni normal hayatımızı yaşarken Survivor 9’dan sonrası için evlerimize şenlik olacak, orası belli.
Survivor’dan yola çıkarak aslında değinmek istediğim bir konu var. Bu programlarda, o insanların biz asla izlemiyoruz deyip ama alttan alta takip ettiği dizilerde, yarışmalarda ne var?
Senin de el atmadığın bir burası kalmıştı diyen arkadaşlar, biraz sakin olun. Sinema Televizyon lisanslı biri olduğumdan bu konu ilgi alakam içerisinde yoksa estağfurullah, haddime değil.
Hani yiğidi öldür hakkını yeme derler ya, Acun Ilıcalı bu işi biliyor. Farklı insan çeşitliliği olan bir takım kurma konusunda ekibiyle birlikte gerçekten tebriği hak ediyor. Yani yapıyor bu sporu Acun Ilıcalı.
Normal hayatta zorlasan yan yana gelmeyecek tipler aynı adada. Oooo sonrası Allah ne verdiyse…
Bu sene adada kimler var diye şöyle bir baktım. Bir şey diyeyim mi? Özellikle Gönüllüler takımındaki tipler alır yürür valla. En çok da bizim Reşat’a şaşırdım. Hani o devamlı yirmağa giden Reşat var ya, Trabzon ağzını aldı, Dominik’e götürdü. Bilmiyorum geri dönüşün de nasıl olacak ama tüm Karadeniz’in tarafı şimdiden belli. Hepimizi Reşat’ın yanındayız.
Ünlüler takımında Issız Adam mı dersin, Aşk-ı Memnu Bülent mi dersin, Amerika’da bir Türk tiplemesiyle trend olan birisi vardı, Hayrettin, o da bu takımda yani ada bu sene yine karışacak, şimdiden belli oldu.
Hee şimdi gelelim bu kadar izlenme nedenlerine.
Aramızdan hangimiz Dominik’te bir ada gördü? Tropikal iklimde yetişen meyvelerin nasıl toplandığını gördük mü hiç veyahut da Hindistan cevizi nasıl toplanır, nasıl soyulur, nasıl sütü içilir ve neden o süt içilir? Bunların özellikleri nedir biliyor muyduk? Yok. Her seferinde, “Aaaa palmiyeye bak ya, koca koca ağaçlara bak, şimdi de ormana gittiler, bakalım ne bulacaklar orada?” diye merak ediyoruz ve izliyoruz.
Biz millet olarak heyecanı seven bir topluluğuz, sonuç odaklıyız yani. Kim yarıştı, kim kazandı? Oyun parkurları kurulurken, “Ulan bu parkurları kaç kişi kuruyordur? Nasıl kuruluyor bunlar?” diye düşünmeyen kaç kişi vardır? He? Ama asıl önemlisi; ben olsam orada nasıl yarışırdım, o suya nasıl atlardım, o halatı nasıl çekerdim, o ödülü kazanmak için nasıl mücadele ederdim? Merak ediyoruz ve izliyoruz.
Her mahallenin bir tane delisi olur. Böyle bir kıpır kıpır, içi içine sığmayan, böyle atarlı giderli bir tipi olur. Kimse kestiremez onun ne zaman, ne yapacağını. İşte Survivor’da böyle bir iki tip mutlaka arıza olduğu için acaba bu oyunda ne yapacak, nasıl tezahürat edecek, kime ne zaman saldıracak diye merak ediyoruz, izliyoruz.
Bak bak asıl biz olan yere geldi şimdi sıra. Göçebe bir toplumdan gelen bizim milletimizin hayatı hep gurbetle, hep sılayla geçer. Yurt özlemi bizden hiç eksik olmaz, hâlen daha öyle. İşte bu yüzden o yarışmacıların ailelerinden gelen mektupları okuduklarında hepimiz evde oturup ağlıyoruz, hele o görüntülü konuşma ödülleri aldıklarında o sevinç çığlıklarını biz de içimizden atıyoruz. Yani bam telimizi sızlatmak için oturuyoruz, izliyoruz.
Bitti mi? Yook, daha bitmedi. Hani öyle vardı ya, “Bitti mi? Bitmedi. Bitti mi? Bitmedi.”
Acun’un çok iyi yaptığı şeylerden biri de o lüks ve o pahalı yaşamın resmini devamlı bize göstermesi. Helikopterler iniyor, yakışıklı kaslı çocuklar adaya ilk adım atıyorlar, kızlar böyle salına salına geliyor falan filan. Uçan kameralar, tekneler, o lüks otomobiller, limuzinler vs. Sen evde çekirdek çitlerken oturuyorsun bunları izliyorsun. Eve yetişip pijamalarını çekip Acun Ilıcalı’nın motorla yaptığı hız skorunu pür dikkat seyrediyorsun; daha da hızlansın, daha da hızlansın diye oturup bekliyorsun yani kendimizin sahip olmadığı ama deli gibi merak ettiğimiz hayattan bazı parçaları görmek, onlara ulaşabilme güdümüzü arttırıyor. Yani merak ediyorsun, izliyorsun.
Önce takımlardan birine gönlün kayıyor, o takımı tutuyorsun, sonra tek bir kişinin fanatiği oluyorsun. O savaşırken sen de kendi imkânların dâhilinde onunla birlikte savaşıyorsun. SMS atmak için aylık gelirini aşıp sonunu düşünmeden gaza basıyorsun. Böyle bir lig heyecanı var yani. İşte bunlar olduğundan yarışmanın sonunu merak ediyorsun ve izliyorsun.
Ve tabii ki magazin. Daha fazla magazin. Kim kiminle dost oldu, sonra kim kimin arkasından ne konuştu? Yani dedikodu modu. Düşünsen, kim ne söylüyor hepsini tek tek görüyorsun. Orada kızdığın kişiye hırsını alamayıp sosyal medyada yazıyorsun da yazıyorsun. TT’ye sokmak için adam topluyorsun, yarışmayı hayatının merkezine alıyorsun. Sezon sonu geliyor, yarışma bitiyor ama sen bir süre daha bitiremiyorsun olayı yani duygusal bir bağ kuruyorsun ve izliyorsun.
Hatırlayın, geçen sene Ersin Korkut’un köpeğini yaşatmak için ülkece ayağa kalktık. Acun’un o köpeğini kaybettiği haberini Ersin’e nasıl vereceğini beklerken oooo ocakta çok tencerede yemekler yandı. Yok canım, bu kadar da abartmayalım, demeyelim. Gelin, bu işi kabul edelim.
Hele de bu sene katılacak yarışmacılar salgından da haberdar. Hepsi daha çok ailesi ve sevdikleri için endişelenecek. Onları daha fazla merak edecekler. Daha fazla duygusal sahneler göreceğiz. Daha fazla aidiyet hissedeceğiz oradaki yarışmacılarla.
Survivor izlemiyorum, işte belgesel takılıyorum diyen arkadaşlar. Survivor 2021’i herkesten daha fazla izliyorsunuz. Böyle cool takılacağım diye bu kadar kırılmaya değmez.
Survivor başlıyor, iyi bir yarışma olur inşallah.
Hadi kalın sağlıcakla.