TRABZON’A VE TRABZONLULARA HAKARET EDENLERE – 19 Kasım 2018

Hepiniz bilirsiniz bu atasözünü; “Eceli gelen köpek, cami duvarına pisler.“
Günlerdir Mustafa Kemal üzerinden oluşturulmak istenen algı, ayrıştırma için akla ziyan organizasyonlar yapıldı.
Cezaevlerindeki teröristleri ziyaret edenler, terörist cenazelerinde gözyaşı dökenler, Diyanet İşleri Başkanının, tarihçi-yazar Kadir Mısıroğlu’nu, bakın Mısırlıoğlu değil he Mısıroğlu (sizin o küçük aklınızla yaptığınız kelime oyunlarını yesinler… Mısırlıoğlu’ymuş…) Neyse, Diyanet İşleri Başkanı’nın Kadir hocayı hasta yatağında ziyaret etmesiyle ortalığı velveleye vermeye başladılar. Milete hizmeti heykel dikmek zanneden bu zümrenin bir mensubu olan Tekirdağ milletvekili “Beni de görün, ben de burdayım bak ben de bişeyler konuşabiliyorum” dercesine çıkmış Trabzon ilimizle ve Trabzonlu hemşerilerimizle alakalı beyanda bulunmuş. Çıkmış bu çakma vatanperver Tranbzon’un bir rum pontus beldesi olduğunu ve Kadir Hoca gibi hayatında belgesiz konuşmayan milliyetçiliği, memleketçiliği ve vatan sevgisini islam potasında eritip bir zırh gibi üzerine giyinen kişiye rum pontus tohumu diyerek hakaret etmeye çalışıyor.
Sonra “Sen ne ayaksın? Ne diyon lan sen?”… diye kendine sorulunca da “Laflarım çarpıtıldı yok işte ben onu değil aslında şunu demek istemiştim” ardından da çevir kazı yanmasın mantığıyla “Yok işte Trabzon kurtuluş savaşımızda şunu yapmıştı takalarıyla bunu yapmıştı…”Ee bitti mi yani? Tamam mı yani? Kapandı mı mevzu?
Önce ağzına geleni söyle hakaret et, sonra bir özür hoppa işlem tamam öyle mi? Bitmedi öyle hemen de bitmez aga! Bizim memleketimizin insanına bir hareket çektinmi her şeye hazırlıklı olacaksın bay vekil! Veya paçan yemiyorsa kapatacaksın o boşbeleş açıp kapanan çeneni!
Şimdi iyi dinle! Dinle ki bir daha Karadeniz’i, Karadeniz insanını, Trabzon’u, Trabzonluları ağzına alırken bin düşünüp bir konuşacaksın…
Trabzon ne demek biliyor musun? Trabzon, sırtını teröristlere yaslayan, mecliste teröristlerin borozanlığını yapan HDP’nin parti teşkilat binası dahi açamadığı şehirdir Trabzon. Trabzon onbeş yaşında şehit olan adamlığın resmini yedi düvele gösteren Maçkalı Eren’i doğuran topraktır. Trabzon iklimi sert, adamı mert olan, Türkiye’nin çimentosu, kurtuluş mücadelesinin de pire gibi çalışan kaptanlarını yetiştiren şehirdir. Trabzon terörün kökünü kurutmaya yemin eden, ölümden öte köy yoktur diyerek teröre ve onun yardakçılarına hodri meydan çeken Süleyman Soylu gibi vatan evlatlarının memleketidir. Trabzon, İslama hizmet yolunda ömründen vazgeçen Aşık Kutlu Efendilerin, Çalekli Dursun Efendilerin, Haçkalı hocaların ve Mahmut Efendi gibi İslam alimlerini yetiştiren bereketli topraklardır. Trabon, Fatih’in fethettiği, Yavuz’un valilik yaptığı, Kanuni’nin doğduğu sultanlar ve şehzadeler şehridir. Şimdi anladın mı çakma vatanperver?
Tabi gönül isterdi ki bu bay vekilin afkurmalarına tüm Trabzon cenahı aynı ölçekte tepkisini ortaya koysun, ama nedense Trabzonspor üzerinden cumhurbaşkanımıza yüklenen bu zümre (ki bu zümrenin derdinin ne Trabzon ne de Trabzonspor olduğuna da inanmıyorum da, o da başka bir şey) çıksın ortaya tepki koysun diye bekledim, ama maalesef sadece az sayıda Trabzon sevdalısı, bazı kurumlar, STK ve federasyon yetkililerden başka kimsenin sesi çıkmadı. Bunu da tüm Trabzon ahalisi gördü beyler…
Şimdi bu açıklama ile şunun altınıda çizmiş olalım… Kimse meydanı boş zannetmesin. Biz 15 Temmuz’da nasıl meydandaysak aynı şekilde meydandayız. Ben istediğimi söyler, istediğime hakaret eder, istediğime iftira atarım devri bitmiştir, kapanmıştır! Kim bu memleketin evlatlarına, değerlerine, inançlarına laf söyler hareket çekerse hareketin alasını bizden görecektir. Ona göre herkes attığı adımı, söylediği sözü ölçüp biçip ona göre hareket etsin. Herkes haddini bilecek arkadaş.
Ne demek isteduğumuzi anladunuz mi? Var mı anlamaduğunuz bir yer?
Kalın sağlıcakla…